Kıvanç El | Gülsen Solaker
31 Mart seçimi sonrası siyasetteki dengelerin yeniden şekillenmekte olduğu bir dönemde bir tarafta AKP ile CHP arasındaki normalleşme süreci devam ederken diğer tarafta MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son çıkışı ile Cumhur İttifakı ortakları arasında neler olduğu ve yola beraber devem edip etmeyecekleri tartışılmaya başlandı.
Yerel seçimde CHP’nin aldığı iyi sonuçların ardından CHP ile AKP arasında “normalleşme” ya da “yumuşama” olarak da nitelendirilen süreç başlatılmış ve bu kapsamda iki partinin lideri Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel iki kez bir araya gelmişti.
Erdoğan ile Özel’in ilk görüşmesi 2 Mayıs, son görüşmesi ise 11 Haziran’da gerçekleşirken; bir sonraki adım olarak 20 Temmuz’daki Kıbrıs barış harekâtı törenleri işaret ediliyor.
Süreçte neler yaşandı?
AKP ile CHP arasındaki bu sürecin nasıl ve ne kadar devam edeceği ile ilgili tartışmalar ve ayrıca Sinan Ateş cinayeti davası ile ilgili gelişmeler sürerken Bahçeli’nin son çıkışı Ankara kulislerini bir kez daha hareketlendirdi.
MHP lideri Bahçeli açıklamasında “Siparişi yapılan normalleşme ve yumuşama atmosferinin sürdürülebilir hale gelmesinin önünde şayet Milliyetçi Hareket Partisi bariyer olarak telakki ve tarif ediliyorsa, bu konuda da geniş bir ittifak husule gelmişse, bize düşen sorumluluk ülkemiz ve milletimiz uğruna her türlü fedakarlığı göze almak, gereğini ise gönül huzuruyla yapmaktır” dedi.
Bahçeli ayrıca AKP içinde olduğu belirtilen daha ılımlı kanadın MHP ile ittifak yapmanın partiye kaybettirdiği görüşüne ilişkin de konuşarak “AK Parti içindeki gayri memnun kesimin devamlı suyu bulandırmasını da dikkate alarak, AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteği Milliyetçi Hareket Partisi’nin samimi dileği ve temennisidir” ifadesini kullandı.
Ancak bu açıklamadan birkaç saat sonra AKP Sözcüsü Ömer Çelik X hesabından tartışmaların ateşini biraz söndüren bir paylaşım yaptı. Çelik şunları dedi:
“Ülkemizi karşı karşıya olduğu tehlikelerden korumak ve geleceğe güçlü bir şekilde taşımak için kurulan Cumhur İttifakı kararlılıkla yoluna devam etmektedir. Türkiye Yüzyılı hedeflerine ulaşmak için Cumhur İttifakı olarak, ülkemizi geleceğe taşımak ve milletimize hizmet etmek noktasında güçlü siyasetlere imza atmaya devam edeceğiz. Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın vurguladığı gibi bu konudaki irademiz tamdır.”
Çelik’in açıklamasından sonra ise MHP’nin önemli isimlerinden Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız Cumhur İttifakı’nın devamından yana bir açıklama yaptı.
Yıldız, “Cumhur İttifakı, haklının tarafı olmaya, temel hak ve hürriyetlerin eksiksiz yaşanmasına, demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünün teminatı olmaya devam edecektir. Cumhur İttifakı sadece bir seçim ittifak olmayıp, Türkiye’ye yönelik iç ve dış kaynaklı hasmane girişimler karşısında milli ve ahlaki bir duruş ve bu çerçevede sürdürülecek tarihi bir birlikteliktir” dedi.
Sinan Ateş davası
AKP ile MHP arasındaki gerilimde cinayete kurban giden eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş dosyasının çok önemli bir payı bulunuyor.
Bu kapsamda Erdoğan’ın Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’ikabul etmesi öncesinde MHP lideri Bahçeli’nin sosyal medya hesabından paylaştığı yüzük fotoğrafı Cumhur İttifakı arasındaki problemlerin yansıması olarak yorumlandı. “Allah bana yeter” yazan yüzüğün mesajının Erdoğan ve AKP’ye olduğu iddia edildi.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ise bir internet sitesine yaptığı açıklamada “Sevdiği yüzükleri önemsediği günler takar. Tamamen tesadüf olduğunu düşünüyorum” açıklaması yaptı.
Bu arada MHP yönetimi 1 Temmuz’daki duruşmada hazır bulunacaklarını da açıklamış durumda.
MHP’li bir kurmaya göre Ayşe Ateş görüşmesi ile ilgili MHP’de bir rahatsızlık yaşanmıyor. Kurmay, “Bazen kamuoyunda ‘MHP, AK Parti’ye mecbur’ veya tam tersi olduğuna dair yorumlar yapılıyor. Partiler birbirlerine mecbur değildir. Liderler arasında uyum vardır. Birliktelik sürecektir” değerlendirmesi yapıyor.
DW Türkçe’nin konuştuğu AKP yönetiminden isimler ise Bahçeli’nin yüzük paylaşımını “sıradan” ve “tesadüfi” olarak yorumlamıyor. Bir yetkiliye göre Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her ne kadar tersi söylense de Ayşe Ateş ile görüşmesinden rahatsız. Yine aynı AKP’li kurmaya göre Bahçeli bu görüşme sonrası yapılacak yorumların Cumhur İttifakı’na zarar vereceğini düşünüyor. Kurmay, “Cumhurbaşkanımız bu sese kayıtsız kalamazdı. Ayrıca randevu vermese ‘Bahçeli engelledi’ denecekti. Bu görüşmenin ardından Sinan Ateş cinayeti davasında yeni adımlar olup olmayacağını zaman gösterecek. Bunu şu an için konuşmak erken” yorumu da yapıyor.
Öte yandan AKP içerisinde Sinan Ateş davası yakından takip ediliyor. Bu davadaki sürecin Cumhur İttifakı içerisinde ilerde bir kırılma yaratabileceğini düşünenler de bulunurken, “MHP’nin davanın ilerlemesini istemediğine” dair bir görüntü ve algı bulunduğunu, bu durumun hem MHP’ye hem de AKP’ye zarar verdiği kaydediliyor.
MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın yazılı açıklama yaparak, Erdoğan’ın Ayşe Ateş ile görüşmesini, “MHP’yi delilsiz, belgesiz, ispatsız ve dayanaksız hedef alan Marksist basın; binlerce vatandaşımızın polisimizin, askerimizin katillerini sorgulamaktan kaçınmaktadır. İddianamede hiçbir MHP görevlisinin adı geçmemektedir” sözleriyle değerlendirmiş ve Cumhur İttifakı’nda bir sorun olmadığına vurgu yapmıştı.
Ancak iddianamede adı geçen eski MHP İstanbul İl Yöneticisi Ufuk Köktürk Sinan Ateş davasının tutuklu sanıkları arasında yer alıyor ve 1 Temmuz’da da hakim karşısına çıkacak.
Bundan sonra ne olabilir?
Ankara’da meteorolojik açıdan en sıcak günlerin yaşandığı bir dönemde siyasetin de hararetinin yakın zamanda dinmesi çok beklenmezken, son açıklamaların ardından Erdoğan ile Bahçeli’nin görüşebileceği ve iki liderin yüz yüze sorunları ele alabileceği konuşuluyor.
AKP’li bir isme göre Türkiye’de siyasette bir “yumuşama” sürecine ihtiyaç var ve hükümetin ekonomideki adımlarını sağlamlaştırabilmesi için demokrasi ve reformlar alanında da adımlar atması şart. Bu çerçevede Gezi davası ve Osman Kavala’nın durumu ile ilgili kısa vadede adım atılması beklentisi AKP’deki kulislerde ılımlı olarak da nitelendirilen belli bir kesimde yüksek. Bu kesime dahil olan bir kurmaya göre bu adımların ötelenmesinde en etkili faktör ise MHP. Bu kapsamda MHP ile iş birliği yapılabileceğini ancak iktidar için “MHP’nin tahakkümü altında” görüntüsüne izin verilmemesi gerektiğini belirtiyor.
Bu arada Bahçeli’nin de açıklamasında “gayrı memnun” diyerek bazı AKP kurmaylarını hedef alması ve “CHP ile ittifak yapılabilir” çıkışı da AKP içerisinde tartışılıyor.
AKP’de “yenilikçi, özgürlükçü” ya da “liberal” olarak adlandırılan kanat 31 Mart seçimlerindeki yenilginin ardından görüşlerini daha yüksek sesle ifade etmeye başladı. Bu kanattaki isimler Van’da seçimlerin iptal edilmesi, Hakkari’ye kayyum atanması, Osman Kavala ve Gezi tutuklularının davalarında adımlar atılmamasını eleştiriyor. Son olarak AKP’nin Kızılcahamam Kampı’nda da bu kesim ekonomideki adımların da sağlamlaştırılması için Batı ile ilişkilerden, demokratik söylemlere yeni adımlar beklendiğini açıkça ifade etti. Hem parti yönetiminde hem de AKP Meclis yönetiminde etkin olan bu isimlerin parti içi çıkışlarının Bahçeli’ye kadar ulaşması sonrasında Bahçeli’nin AKP’ye ve Erdoğan’a bu rest çeken açıklamayı yaptığı kaydediliyor.
Ancak Cumhurbaşkanı ve yakın çalışma ekibinde Bahçeli ile “Cumhur İttifakı”nın şu aşamada sona erdirilmesi gibi bir düşünce yok. Erdoğan’ın “devletçi” olarak adlandırılan ve MHP’nin desteklediği politikalardan geri adım atmasının kısa vadede mümkün olmadığı kaydediliyor. Ancak tüm bunlara karşın Erdoğan’ın parti içerisindeki bu tartışmalardan rahatsız olmadığı da belirtiliyor.