Kimsenin tercihine karışacak değilim. Herkes dilediğini seçer. İster Türk olarak devam eden yaşamına ister Alman.
Ben daha sonradan yapılan kıvırmalara karşıyım. Dürüstlük isterim. Neysen osundur. Sonra dönme derim.
Mesut Özil ve İlkay Gündoğan, Almanya’da Türk ailelerin oğulları olarak doğdular.
Futbolda yıldızlaştılar. İş milli takımı seçmeye geldiğinde de “Almanya” dediler.
Mesut Özil yıllarca oynadı. İlkay hala Alman Milli Takımı’nın kaptanlığını yapıyor.
“Neden Alman Milli Takımı” dendiğinde “O zaman ünlü takımlarda forma giydikleri” gerekçesini ürettiler.
Oysa Nuri Şahin de Almanya’da doğdu.
Birbirinden ünlü takımlarda oynadı.
Borussia Dortmund, Real Madrid, Liverpool bunlardan bir kaçı.
Ama “Hangi milli takım” dendiğinde “Elbette ki Türkiye” karşılığını verdi.
Ne oldu? Türk Milli Takımı’nı seçti diye almadılar mı devler onu.
Nuri, kendini öyle geliştirdi öyle geliştirdi ki. Harward’da bile okudu. Türkçe ve Almanca’nın yanı sıra akıcı bir şekilde İngilizce ve İspanyolca da konuşuyor.
Ve şimdi 35 yaşında Alman devi Borussia Dortmund’un teknik direktörlüğüne getirildi.
Futbolu bıraktıktan sonra Türklüğünü hatırlayanlardan değil Nuri. Sapına kadar Türk.
Onun için gurur duyuyorum kendisiyle bir Türk olarak.
Ve Alman Milli Takımı’nı seçen sözde Türkler için söylediği şu lafa hiç unutmuyorum. Zihnimin baş köşesine de astım zaten:
“Almanya’yı seçen arkadaşlarımıza saygı duyuyorum ancak benim için milli takım tercih yapabileceğiniz bir yer değil. Ya Türk’sündür ya değilsindir.”
Altına imzamı atıyorum.
Mesut ve İlkay.
Ya siz ne diyorsunuz?