Fransa yarın erken genel seçimlerin ikinci turu için sandık başına gidiyor. İlk turda yüzde 33 oy alarak en büyük parti olan aşırı sağcı Ulusal Birlik’in (RN) ikinci turdan da birinci çıkması bekleniyor. Ancak hiçbir parti ya da ittifakın mecliste mutlak çoğunluğa ulaşması muhtemel görünmüyor.
Aşırı sağın ilk kez iktidarın eşiğine gelmesi üzerine ikinci turda merkez ve soldaki partiler “baraj” olarak tanımlanan bir taktiğe başvuruyor. Soldaki partilerin kurduğu Yeni Halk Cephesi ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Rönesans partisinin de dahil olduğu Birlikte ittifakı, aşırı sağ karşıtı oyların “boşa gitmemesi” için harekete geçti.
Fransız seçim sistemine göre ilk turda yüzde 50’nin üzerinde oy alan adaylar doğrudan meclise giriyor. Diğer bölgelerde ise yüzde 12,5 üzeri oy alanlar ikinci tura kalıyor. İkinci tura ağırlıkla iki aday kalsa da bazı bölgelerde 3, hatta 4 aday yeniden karşı karşıya gelebiliyor.
İkiden fazla adayın yeniden yarışa gireceği bölgelerde, aşırı sağın adayının karşısındaki ismin desteklenmesi taktiği, “baraj” ya da “Cumhuriyetçi Cephe” olarak adlandırılıyor.
Bu strateji çerçevesinde, ülkedeki 300 kadar seçim bölgesinden 200’den fazlasında sol ya da merkezin adayları çekilme kararı aldı. Böylece bu partilerin destekçilerinin aşırı sağın karşısındaki adayda birleşmesi amaçlanıyor.
Bu taktik işe yararsa, Ulusal Birlik’in mutlak çoğunluğa ulaşması zor görünüyor. Ancak seçmenin parti yönetiminin kararına birebir uymama ihtimali de mevcut. Üstelik Macron’un aşırı sağ ile birlikte aşırı solu da tehlike olarak nitelemesi, merkez seçmenin sol ittifaka taktik oyu verme ihtimalini azaltabilir.
İkinci turdaki adayların kesinleşmesinin ardından yapılan projeksiyonlara göre, 577 sandalyeli mecliste hiçbir partinin mutlak çoğunluk elde etmesi beklenmiyor.
Araştırma şirketi Harris Interactive’in projeksiyonuna göre Ulusal Birlik ve Cumhuriyetçiler’den destekçilerinin 190-220 arası milletvekilli çıkarması bekleniyor. Baraj taktiği öncesinde Ulusal Birlik’in sandalye sayısı 250-300 arası öngörülüyordu.
Soldaki Yeni Halk Cephesi’nin 159-183 milletvekilliği alacağı hesaplanıyor.
Macron’un ittifakınınsa, 100’den fazla sandalye kaybederek 110-135 arasına gerilemesi bekleniyor.
Ancak Ulusal Birlik’in “de facto lideri” Marine Le Pen, seçime katılımın yüksek olması halinde mutlak çoğunluğu elde edebileceklerini savunuyor.
Ülkede konuşulan olası seçim sonrası senaryoları şöyle:
Marine Le Pen, seçime katılımın yüksek olması halinde mutlak çoğunluğu elde edebileceklerini savunuyor.
Aşırı sağ iktidarı
İlk senaryoda Ulusal Birlik, 2017’de 8 olan milletvekili sayısını rekor seviyede artıracak ve meclisteki en büyük parti olacak.
Baraj sistemi işe yaramaz ve aşırı sağ destekçileriyle birlikte mutlak çoğunluğu da elde ederse, Cumhurbaşkanı Macron hükümeti kurma görevini Ulusal Birlik lideri Jordan Bardella’ya verecek.
28 yaşındaki Bardella, Vichy rejiminden bu yana ülkenin ilk aşırı sağcı başbakanı olacak.
Macron-Bardella ikilisi “birlikte yaşamak” olarak adlandırılan, cumhurbaşkanı ve başbakanın karşıt siyasi kanatlardan olduğu bir sistemde ülkeyi yönetmeye çalışacak.
28 yaşındaki Bardella, kazanması durumunda Vichy rejiminden bu yana ülkenin ilk aşırı sağcı başbakanı olacak.
Çoğunluksuz bir meclis
Mevcut tabloda en fazla ihtimal verilen olasılık mecliste hiçbir partinin çoğunluğu elde edememesi.
Bu durumda Macron bir “büyük koalisyon” kurmaya çalışabilir.
Kendi grubundan, Cumhuriyetçiler’in ve soldaki partilerin kurduğu Yeni Halk Cephesi’nin bir kısmından milletvekillerini geniş kapsamlı bir birlik hükümetine ikna edebilir. Ancak böyle bir koalisyonun mutlak çoğunluğu sağlayabileceği de kesin değil.
Öte yandan Macron mevcut mecliste de mutlak çoğunluğun altında milletvekili sayısına sahipti.
Draghi tarzı teknik hükümet
Fransa’da sıklıkla Mario Draghi formülü olarak anılan olasılık, İtalya’da 2021-2022 arası iktidarda kalan teknik hükümet benzeri bir çözüme başvurulması.
Fransa basınında “uzmanlar hükümeti” olarak da anılan bu seçenekte ekonomistler, bürokratlar ve diplomatlar ağırlığında bir kabine oluşturulması söz konusu olabilir.
Ancak bu seçeneğe karşı çıkanlar, sistemsel ve kültürel farklar nedeniyle İtalya örneğinin Fransa’ya uyarlanamayacağını savunuyor.
Seçimin ilk turundan sonra ülkede aşırı sağ karşıtı protestolar düzenlendi
Kaos
Mecliste çoğunluk sağlanamaması durumunda ülke bilinmeyen sulara girecek.
Macron’un bir yıldan önce yeniden meclisi feshetme yetkisi yok. Hükümet kurma çalışmalarının aylar sürmesi ya da başarısızlıkla sonuçlanması durumunda neler yaşanacağına dair net bir öngörüde bulunulamıyor.
Basında bu hal, “1958’den beri görülmemiş istikrarsızlık”, “5. Cumhuriyet bilinmeyen sularda”, “çaresiz bir siyasi kriz”, “kaos” gibi ifadelerle özetleniyor.