İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve büyük Türk milletinin nerede bir mazlum varsa onun yanında olduğunu söyledi.
Sivas’ın Koyulhisar ilçesinde düzenlenen Eğriçimen Yaylası 14. Kültür ve Sanat Festivali’nde konuşan Dervişoğlu, kendisinin de bu bölgenin insanı olduğunu belirtti.
Programa siyaset yapmak için gelmediğini vurgulayan Dervişoğlu, ülkenin hem kendi içinde hem de bölgesinde sıkıntılı günler geçirdiğini ifade etti.
Dervişoğlu, bu sıkıntıların gönül birliği, el birliği, iş birliği olmadan aşılamayacağını anlatarak, “O sebeple mutlak suretle karşı karşıya bulunduğumuz büyük problemlerle alakalı hem millet olarak bir araya gelmeyi becerebilmeliyiz hem de siyasetçiler olarak kutuplaşmayı bir tarafa bırakıp kucaklaşmayı öğrenebilmeliyiz.” diye konuştu.
“Bütün siyasi partiler bir araya gelmek suretiyle duruşumuzu da dünyaya gösteriyoruz”
Bölgede savaşlar olduğunu dile getiren Dervişoğlu, şunları kaydetti:
“Biz millet olarak etrafımızda olup biten olumsuzluklara karşı tarihin bütün dönemlerinde üzerimize düşeni yapmaya muvaffak olmuş bir milletiz. Nerede bir mazlum varsa onun yanında Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve büyük Türk milleti duracaktır. Dost, düşman bunu iyi bilmek mecburiyetindedir. İşte o sebeple haksızlıklara, hukuksuzluklara, zulümlere karşı bir milli duruş söz konusu olduğunda parti ayrımı yapmaksızın bütün siyasi partiler bir araya gelmek suretiyle duruşumuzu da dünyaya gösteriyoruz.”
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın TBMM Genel Kurulu’na katıldığını anımsatan Dervişoğlu, “Kendisini, kendisine yakışan bir biçimde karşıladık ve ağırladık. Uğurlamasını da doğru bir biçimde gerçekleştirdik.” dedi.
Uzak coğrafyalarda da soydaşların ve dindaşların zulme uğradığına dikkati çeken Dervişoğlu, şöyle devam etti:
“Onun bir işareti olması bakımından Mahmut Abbas, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geldiğinde oturduğum sıranın önüne Doğu Türkistan’ın gök bayrağını koydum. Doğu Türkistan’daki dindaşlarımızın da soydaşlarımızın da hakkını savunmak bizim ortak değerimiz olmalıdır. Dünya değişiyor, dünyanın değişmesiyle Türkiye’nin seyirci ve kayıtsız kalabilmesi de mümkün değil. Değişen dünyaya, değişen dünyanın jeopolitiğinden kaynaklı olumsuzluklara karşı da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, toptancı bir tarih şuuruyla meseleyi kökten ele alabilmesi ve bu coğrafyada şah olması icap eden Türk milletini piyon durumuna düşürmemesi lazımdır. O sebeple Sivaslısıyla, Karslısıyla, Adanalısıyla, Yozgatlısıyla, Ordulusu, Trabzonlusuyla, İzmirlisi, Manisalısıyla ortak bir duruş sergilemek için büyük bir çatının altında toplanmak gerekiyor. O çatının adı büyük Türkiye Cumhuriyeti’dir, önderi de Gazi Mustafa Kemal’dir.”