Bursa’nın Panayır mahallesinde 30 yıldır fabrika atıkları ile kirlenmiş Nilüfer Çayı, Panayır Deresi mahallelinin sağlığını tehdit ediyor. Büyük çoğunluğunu işçi ve emekçilerin oluşturduğu mahalleli hem bu dereyi kirleten fabrikalarda insanlık dışı koşullarda çalışıyor hem de o fabrikaların atıkları ile sağlığından oluyor.
YILLARDIR HASTALIK SAÇIYOR
Evrensel’den Berkay Avcı’nın haberine göre, 30 yıldır zehirli kokuyu soluyan Panayır mahallesinde yaşayanlar sokağa döküldü. Eylemde açıklama yapan Mukaddes Cansu, yıllardır zehirli kokuyu soluyan mahallelinin sık sık hastalandığını belirterek ‘’Panayır mahallesi, sebze ve meyve bahçelerini sulamak zorunda kaldıkları bu kirli sudan şikayetçi. Özellikle yaz aylarında derelerden Uludağ’ın suyu değil, arıtılmadan atık su arıtma tesislerinin sözde arıtılmış zehirli, katran rengi sularının akmasına yetkililer senelerdir seyirci kalıyor” dedi.
‘DEREYİ KİRLETENLERE CİDDİ CEZALAR VERİLMELİ’
Cansu açıklamanın devamında şu ifadeleri kullandı:
“Yetkili kurumlar tarafından dere yatakları içinde adım adım denetimler yapılmalı. Kaçak sanayi atık su deşarjları engellenmeli ve dereyi kirletenlere bir daha kirletmeyi göze alamayacak şekilde ciddi cezalar verilmeli. Yasal deşarjlardan çıkan suyun anlık olarak denetlenebileceği sistemler kurulmalı.
‘DELİÇAY’IN TEMİZ AKMASI SAĞLANSIN’
Anlık denetimlerin internette halkla paylaşılarak, sınırın aşıldığı durumlarda derhal müdahale edilerek, engelleme ve cezalandırma mekanizmalarının kurularak Deliçay’ın temiz akmasının sağlanmalı. Bayram tatillerinde, fabrikaların kapalı olduğu zamanlarda derenin nasıl temiz ve berrak aktığı görülüyordu. Bu da derenin nasıl kirlendiğinin en açık kanıtıdır.
Yetkili kurumlar, Bursa Valiliği, derelerden sorumlu Bursa Büyükşehir Belediyesi, sağlığımızdan sorumlu Sağlık Bakanlığı, sağlıklı tarımdan ve gıdamızdan sorumlu Tarım Bakanlığı, sağlıklı çevreden sorumlu Çevre Bakanlığına bir kez daha sesleniyoruz.
Pek çok bilim insanının akademik odalarının çalışmaları göstermiştir ki çevre kirliliğine, bu arada sanayinin arıtılmadan derelere bırakılan kimyasal atık yüklü sularına, deriyle temas, soluma ya da yeme içme yoluyla maruz kalınan bölgelerde yaşayanların, kansere yakalanma oranları Türkiye ortalamasının çok üzerindedir.”
‘İŞ İNSANLARI DERENİN YANINDA TOPLANTI YAPIYOR’
Açıklamanın ardından konuşan mahalleli de denetim yapılmamasına tepki gösterdi.
Erkan Demir, 30 yıllık bir süreç içerisinde derenin adım adım katran rengine büründüğünü ve zehir saçtığını ifade etti. Ulusalar Arası Tekstil Fuarı Merkezi’nin derenin hemen yanı başında olduğunu belirten Demir, ‘’Bursa’nın iş insanlarının bu derenin hemen yanında toplantılar düzenlerken bu derenin böyle kirli ve zehirli akmasına göz yummasını kınıyorum’’ dedi. Derenin durumunun denetlenmesi ve ilgili önlem ve yaptırımların uygulanması talebinin yetkili kurumlarca reddedildiğini belirten Demir, Yıldırım Belediyesi gibi küçük bir belediyenin sınırları içinde olan İsmetiye deresi tertemiz akarken Bursa’nın tam kalbinde yer alan Panayır mahallesinden geçen derenin Osmangazi ve Büyükşehir belediyesi tarafından neden denetlenmediğini soruyor. Panayır halkının kaderine terk edilmesinin mahallelileri derinden üzdüğünü belirten Demir, “70 bin kişinin yaşadığı bu mahallede biz bugün burada toplandıysak, bu mahallenin ve derenin kaderinin ilgisiz yetkililere kalmayacağını yetkililere duyurmak istiyoruz” dedi.
‘İNSAN KANSER OLDU’
Mahalleli Ali Keskin, bu zehirli dere yüzünden mahallede birçok insanın kanserden hayatını kaybettiğini ve bu derenin diğer mahallelere de zararının olduğunu ifade etti. “Sadece Panayır’a değil derenin geçtiği diğer mahallelere de sesleniyorum. Mesela Balat’a… Bu derenin kokusunu Bursa’da herkes biliyor. Hiç kimsenin sesi çıkmıyor” diyen Keskin, geceleri pencereleri açamadıklarını sivri sineklerden ve kokudan uyuyamadıklarını söyledi.
(ALINTI)